İnsanoğlunun ayrılmaz bir parçası olan ve onu etkileyen din ve felsefe arasındaki ilişki, tarih boyunca çeşitli şekillerde ele alınıp incelenmiş, mahiyetleri hakkında bir takım görüşler ileri sürülmüş ve aralarında nasıl bir ilişki olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. İslam düşüncesinde ise bu araştırma alanları, konularının benzerliği itibariyle Kelam ve Felsefe’nin irtibat noktalarını belirlemiştir. Özellikle din ve felsefe arasında bir karşılaşma anlamı yüklenmiş olan tehâfüt kitapları, bu alanların araştırma yöntemlerine ilişkin tercih probleminin bir ifadesi olmuştur. Böylece din-felsefe arasındaki ilişkinin sistemli bir şekilde ele alındığı ve birçok düşünürün katkı sunduğu bir tehâfüt geleneğinden bahsetmek mümkün olmuştur. Mehmed Emîn Üsküdârî de bu zemin üzerinde oluşan tehâfüt geleneğine Telhîsu Tehâfüti’l-hukemâ isimli eseriyle ciddi katkılarda bulunmuş önemli bir düşünürdür.