Nûreddin Abdurrahmân b. Nizâmüddîn Ahmed b. Muhammed el-Câmî (ö. 898/1492) ya da daha çok bilindiği şekliyle Molla Câmî, sûfî yoğunluk taşıyan lirik şiirlerin şairi olarak şöhret bulmuştur. Kendisinin, Osmanlı medreselerinde yıllarca okutulan el-Fevâ’idü’z-Ziyâ’iyye adlı Kâfiye şerhinin müellifi olduğu düşünüldüğünde dilbilimsel meselelere de bigâne kalmadığı bir nebze olsun aydınlanır. Arapça ve Farsça olmak üzere, manzum ve mensur onlarca eserin sahibi olan Câmî, bir Kur'ân tefsiri de kaleme almaya başlamış fakat ancak Bakara Sûresi kırkıncı âyete kadar ilerleyebilmiştir. Tefsîru Mollâ Câmî adıyla yayımlanan metin, Molla Câmî’nin bu tefsirinin Arapça tahkikini ve Türkçe çevirisini hâvîdir. Câmî, tefsir yöntemi bakımından öncelikle dil hakkındaki meselelere yoğun ilgi göstermiş, kelimelerin köklerini ve ibarelerin irâbını uzun uzadıya açıklamış, ardından özellikle Ekberî bir neşvenin göze çarptığı tavırla âyetlerin işârî tefsirini de sunmuştur.
Dr. Davut Ağbal eserin çeşitli kütüphanelerde muhafaza edilen otuz nüshasını tespit etmiş, Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, Ayasofya Koleksiyonu, nr. 405; Şâzeli Tekkesi Koleksiyonu, nr. 7; Çorum İl Halk Kütüphanesi, nr. 1252 ve Beyazıt Yazma Eser Kütüphanesi, Veliyyüddin Efendi Koleksiyonu, nr. 269’da kayıtlı nüshaları esas alarak eserin tahkik ve tercümesini yayıma hazırlamıştır.