İbnü’l-Arabî’nin İbn Kasî’ye âit Hal‘u’n-Na‘leyn ve İktibâsü’n-Nûr min Mevzi’i’l-Kademeyn adlı esere yaptığı bu şerh, tasavvuf târihi açısından büyük önem arz etmektedir. Edisyon-kritik ve tercümesi yapılan bu şerhin girişinde, Endülüs dînî ve siyâsî târihine ve her iki müellifin eser ve fikirlerine dair mevcut literatürü göz önünde bulunduran değerlendirmeler bulunmaktadır. Hal‘u’n-Na‘leyn metni, bir mukaddime ile birlikte, müellifinin suhuf yâni sahîfeler olarak isimlendirdiği sırasıyla Melekûtiyyât, Firdevsiyyât, Muhammediyyât ve Rahmâniyyât başlıklarını taşıyan dört bölümden oluşmaktadır. Eserin hacim bakımından en uzun bölümü Melekûtiyyât, en kısa bölümü ise Firdevsiyyât’tır. İbnü’l-Arabî kendi şerh anlayış ve yöntemini, İbn Kasî’nin Hal‘u’n-Na‘leyn’de tasavvufî meselelere yaklaşımına ve telif üslûbuna ilişkin yaptığı değerlendirmelerle irtibatlandırarak, eserde çeşitli vesîlelerle îzah etmiş; ayrıca Hal’u’n-na’leyn’i şerhediş gayesini de belirtmiştir. İbnü’l-Arabî metinde îzâha ihtiyaç duymayacak cümleleri şerhetmemiş, okuyucu tarafından anlaşılacağı düşünülen ibâreleri de zikre değer bulmamıştır. Ayrıca İbnü’l-Arabî, Hal‘u’n-Na‘leyn’i avam kitleye hitap eden bir metin olarak değerlendirmektedir.
Çeviri ve edisyon-kritiğini Yrd. Doç. Dr. Ercan Alkan’ın gerçekleştirdiği çalışma, geniş bir inceleme yazısıyla birlikte Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından yayınlanmıştır.