Ebû Bekir Abdülkâhir el-Cürcânî (ö. 471/1078) İslami ilimler tarihinde “İmamü'n-Nühât” (Büyük Dil Bilgini) unvanıyla Arap dili gramerine ve belağatına yaptığı hizmetlerle literatürde kendine has bir yer edinmiştir. Cürcânî Delâilü’l-İ’câz adlı bu eseriyle, sonraları me’ânî adını alacak olan Arapça “anlambilimini” kurmuştur. Cürcânî’yi “me’ânî ilmi”ni kurmaya sevk eden başlıca etken, Kur’ân’ın mûcizevî yönü hakkındaki tartışmalardır. Bunun üzerine Cürcânî Kur’ân’ın mucizeliğini sözdizimine bağlamış ve eserin esaslı bölümünü sözdizimine ayırmıştır.
Delâilü’l-İ’câz’da Cürcânî diyalog üslubu ile belağat (retorik) konularını ayrıntılı bir biçimde ele almaktadır. Cürcânî eserde Kur’ân’ın mûcizevî yönü olan nazm (sözdizimi) ve me’ânî (anlambilim) hakkındaki ihtilafları zikrederek asıl mûcizenin sözdiziminde olduğunu ortaya koymaktadır. Cürcânî’ye göre sözdizimindeki i‘caz her bir kelimenin cümle içindeki konumu ve buna bağlı olarak kazandığı özel anlamdır. Bu çerçevede Cürcânî belağatın ana konuları olan fesahat, istiare, takdim-tehir, hazf, fasıl-vasıl, muâraza, kinaye, mecaz ve hakikat gibi meseleleri tartışmıştır.
Fatih Kitaplığı Dizisi kapsamında yayımlanan Delâilü’l-İ’câz’ın baskısında Fatih’in mütalaası için hususi olarak istinsah edilen nüsha, tıpkıbasım ve çevirisiyle birlikte neşredilmiştir. Doç. Dr. Osman Güman tarafından tercüme edilen eserin hazırlanmasında Köprülü Yazma Eser Kütüphanesi, Fazıl Ahmed Paşa Koleksiyonu 1419 numarada kayıtlı yazma nüsha esas alınmıştır.